Pages

31 Aralık 2010 Cuma

2011 YEPYENİ BİR YIL





Çocukluğumuzda böyle tebrik kartları olurdu. Kırtasiyelere gider bayram için yılbaşı için kartlar alırdık. 
Üzeri pırıl pırıl simli olurdu.
Görünce gözlerimiz ışıldardı.
Ama şimdi aynı duyguları besleyemiyorum.
Bambaşka bir kültür.
Bu evler bizlerin değil
Bu yaşam tarzı da
Piyangodan çıkacak parayı da istemiyorum.
Herşeyin hayırlısını istiyorum.
Sağlığın olmayınca
Paran olup evinde huzurun olmayınca
Neye yarar.

En güzel yeniyıl kutlaması Allahımın bizlere hediye ettiği en güzel hediyelerle yani çocuklarımızla geçirebileceğimiz güzel bir akşamdan ötesi değil. 
Herkese hayırlı seneler diliyorum. 

30 Aralık 2010 Perşembe

GEÇEN KOCA BİR YIL

Geçtiğimiz yılın bir özetini yaparsak...

* Çok ciddi bir sağlık sorunumuz olmadığı için şükrediyorum.
* Patron ne kadar zam yok dese de fena olmayan bir zam aldık. Buna da çok şükrediyorum. (Darısı bu yıla:)) )
* Çekirdek ailemin bütün erkekleri (çok sanmayın topu topu 3 tane) gözlüklendi.
* Çok utandığım bir konu olan kilo sorunum artarak devam ediyor.:((
* Bu senenin ilk ölümünü yaşadık:((
* Seçil'i evlendirdik.
* Ardından tosbağalarımızın Sünnet Düğünümü yaptık. Allahım hep güzel günlerini göstersin.
* Şirketteki yakın arkadaşım gitti. Benim için zor oldu:((
* Çok sevdiğimiz bakıcımız işten ayrıldı. Çok zor günler geçirdik ama şimdi anlıyorum ki biraz da hayırlı oldu.
* Ağustos ayında oruç tutmanın kolay olduğunu öğrendik.
* Bu sene çok ölüm acısı yaşadık. Annemin Nezihe Halası, kızkardeşimin kayınpederi Hüseyin Amca, Canımız Güngör Dayım, Annemin Akrabası Muammer Amca, Babamın 2 tane arkadaşı. Allah hepsine rahmet eylesin.
* TEGV ile tanışmış olduk.
* Çok büyük hasretlik çektik. Hala da çekiyoruz. Bunda da vardır bir hayır.
* Tuğranın odasını ayırdık. Ama çocuğum yok ne yazar:((
* Yıllar sonra köyümüze gittik. İnsan yaşlandıkça eski hatıraları daha çok özlüyor.
* En son tosbagaların dayısının atama sevincini yaşadık.

Bu blog ne güzel bir şeymiş. Bütün bir senem gözümün önünden film şeridi gibi geçti. Ama manevi olarak çok eksiğim olduğunu anladım. Eksikliğim mutsuzluk anlamında değil. Fani dünyamdan öteki dünyama götüreceğim şeyler hakkında...Geriye dönüp baktığımda bu yönümün eksik olduğunu anlamış oldum.

27 Aralık 2010 Pazartesi

MERCİMEKLİ BÜKME

 

Mercimekli börek. Bu böreğin aslı mayalı hamurdan yapılıyor. Defneyaprağı sitesinde hazır yufkadan yapılanını görünce hemen denemeye karar verdim. Üç şekilde yaptım.
1 .Şekil güzel ama içinin dökülme ihtimali yüksek çocuklu misafirlere tavsiye edilmez.
2. Şekil benim favori şeklim iki kat yufkayla yapılıyor.
3. Şekil ise tek kat yufkayla yapılıyor biraz cılız oluyor.

Malzemeler göz kararı
1 kg hazır Yufka
Yarım kg yeşil mercimek
2 Adet kuru soğan
Tuz, karabiber
Haşhaş
Sıvıyağ
1 Yumurta

Mercimekler haşlanır soğumaya bırakılır.
Yemeklik doğranan soğanlar az yağda kavrulur. Haşlanan mercimekle karıştırılır. Tuz ve istediğiniz baharatları eklenir.
1 yufkanın üzeri yağlanır ve haşhaş serpilir. Diğer yufka üzerine kapatılıp 2 kat yapılır. İki kat yufka 12 parçaya bölünüp iç malzemesini koyup sigara böreği sarar gibi sarılır. Üzerine yumurta sarısı sürülüp pişirilir. Ben misafirlerim için akşamdan sardım hazırladım gelmelerine yakın pişirdim.
Posted by Picasa

24 Aralık 2010 Cuma

KAR:))


Ülkemizin kar etkisinden kurtulmasının üzerinden neredeyse 2 hafta geçti ama ben yeni yayınlıyorum kar resimlerimizi:)) Ne kadar hızlı ve şipşak biriyim değil mi?:))
Karın yağdığı gün büyük tosbağa soluğu sokakta aldı. Küçük tosbağa ise bizimle market alışverişine gitti. Yol boyunca oynadığı kar ona yetti


Eve gelen üşümüş tosbağa pencerenin önüne oturur, kardan adam yapan abi ve ablalarını seyretmeye koyulur.

22 Aralık 2010 Çarşamba

MİSAFİR



Pazar günü misafirlerim vardı. Kayranın sınıf arkadaşları ve anneleri. Bir kısmı sünnet düğünümüze gelemediğinden hep geleceğiz oturmaya diyorlardı bu pazara kısmetmiş. Diğer günler çalıştığım için sadece pazar günleri misafir alabiliyorum:((
Böyle zamanlarda masanın fotoğrafını çekerken çok utanıyorum. Sitede yayınlıyorum diyemiyorum bir türlü.
Benim sitenin reklam müdürü ise eşim.
Sağolsun herkese o söylüyor. Sitesi var herşeyi yazıyor diye:))
Masayı çekme fikri ise Elif'indi. Çok telaşlı olduğum için aklıma bile gelmemişti.

Menümüz ise
Yeşil mercimekli bükme
Cevizli tam buğday ekmeği
Cevizli erişte
Portakallı kek
Yoğurtlu Salata
Ev Çemeni
Profiterol

Menüyü hazırlarken yemek bloglarından çok faydalandım.Yoğurtlu Salatanın yapılışını nereden aldığımı hatırlamıyorum ama kusuruma bakmayın.

Yarım kg kabak
Yarım kg havuç
Yoğurt 
Mayonez
Sarımsak

Kabak ve havuçlar rendelenir. Tatları birbirine karışmasın diye ayrı ayrı tavalarda biraz zeytinyağı ile kavrulur.  Yoğurdum sulanmasın diye süzgecin üzerine kağıt havlu serip yoğurdu koydum ve bir süre beklettim. Daha katı bir yoğurt oluyor. Mayonez çok az koyuyorum. Daha doğrusu isteğe bağlı. Kabak ve havuç soğuyunca hepsini karıştırdım.



Posted by Picasa

18 Aralık 2010 Cumartesi

MUTFAK TARTISI

Posted by Picasa


hepsiburada'dan sık sık alışveriş yaparım. Bazen kendim için bazen de şirket için. Alışveriş yapınca ne oluyor güzel güzel puanlarım birikiyor. Bu biriken puanlarımla aldığım Sinbo Mutfak Tartım. Resim çok güzel değil ama ürün çok şık ve güzel. Digital ve 3 kilograma kadar tartabiliyor. Dara özelliği bile var. Benim özellikle reçel yaparken çok işime yarıyor. Yer kaplamıyor ama ben ortalığa koyamıyorum malum tosbağalar oyuncaklarını bile tartmaya kalkıyorlar:))

14 Aralık 2010 Salı

ISPANAKLI BÖREK



Hazır yufka ile yaptığımız standart bir börek.
İçine ıspanak koydum. 
Ve de peynir.
Ispanağı doğruyorum çökelek yada lor peyniriyle karıştırıp böreğin arasına koyuyorum.
Bu kadar. Değişik bir tat
Tepsinin resmini çekerken oğluşum kaptı önlüğü benide çek dedi.
Sanki o yaptı
Önlüğüme dikkat! çeyizimden el örgüsü önlük.
Yengem örmüştü.

12 Aralık 2010 Pazar

NE DÜŞÜNÜYOR ACABA



Şu an mışıl mışıl uyuyor. İnsanın kendi çocuğu olsa da onlar kapalı birer kutu.
Ne düşünür, ne hayal eder çok merak ediyorum.
Bir kısmını bilsem ya da tahmin etsem bile benimle paylaşmadığı bir o kadar şey olduğunu biliyorum.
Başını yastığa koyunca aklından neler geçer acaba
Mesela ben onun yaşındayken aklımdan kötü şeyler geçirir ve ağlardım.
Kimse anlamazdı ama ben salya sümük ağlardım.
Yaş büyüyünce bu düşüncelerin yerini platonik aşklar aldı:))
Biraz daha büyüyünce gelecek kaygısı...
Şimdi mi belli birşey yok herşeyi düşünebiliyorum. 
Ama benim büyüttüğümün aklından neler geçer bilemiyorum...
Posted by Picasa

11 Aralık 2010 Cumartesi

FERHAT İLE ŞİRİN



Amasya gezimizde ırmak kenarında gezdiğimizden bahsetmiştim. Biliyorsunuz Ferhat ile Şirin Amasya'da yaşamıştır. Şehre girerken Ferhat'ın deldiği kayaları görmek mümkün.
Arkamızda görülen heykeller tasvie edilen ise; Ferhat dağları delip su getirmiş, Yanında da Şirin'i bekliyor.
Onun önünde bu romantik pozu vermemizin sebebi ise eşimin adının Ferhat olmasından başka birşey değil:))
Ne yazikki benim adım Şirin değil ama, benim Ferhatın Şiriniyim ne de olsa:))

Not: Ferhat ile Şirin adında karı koca arkadaşlarımız var. 

Posted by Picasa

9 Aralık 2010 Perşembe

PUDİNGLİ KEK VE SICAK ÇİKOLATA



Geçen gün börek yapmıştım, hadi dedim peşine bir de kek yapayım. Malzemeleri karıştırdım o da ne unum az kalmış ben de kakaolu yapayım daha çabuk koyulaşır dedim ama kakao da istediğim miktarda olmayınca gözüme puding çarptı. Elime aldım arkasına bir baktım ki pudingli kek tarifi var. Ama ben malzemelerini çırpmaya başlamıştım. Pudingi ekleyip devam ettim. Çok güzel oldu. Yumuşak ve parlak bir kek oldu tavsiye ederim.

Malzemeler:
3 yumurta
1 su bardağı şeker (pudingde şekerli olduğu için biraz az koyun derim)
1 su bardağı yoğurt veya süt
1 su bardağından az sıvıyağ
1 pk. çikolata parçacıklı puding
1 pk. kabartma tozu
Aldığı kadar un.

Yanında da yeni keşfimiz Nestle Sıcak Çikolata ikram edilir. Biz ailecek bayıldık. Her akşam birer fincan içiyoruz.
Posted by Picasa

8 Aralık 2010 Çarşamba

RUŞEYM'Lİ EKMEK


Ekmek makinamı aldığımdan beri çeşit çeşit ekmek yapıyorum. Bu da çok faydalı olan ruşeymli ekmeğim. Ruşeym buğdayın özü demektir. 1 ton buğdaydan 1 kg ruşeym çıkıyor. Ekmek olarak değil yoğurda karıştırıp da tüketebilirsiniz. Ekmek makinalarının büyük boy ekmeğine 1 ya da 2 yemek kaşığı koymanız yeterli olacaktır. Ayrıca ekmeğe yağ koymuyorum. Çünkü ruşeym yeterince yağlı bir ürün.


Normal ekmekten farkı rengi biraz sarı oluyor. 
Ama en sevdiğim ekmeği sorarsanız tam buğday unlu ekmek derim. 

6 Aralık 2010 Pazartesi

ATAMA



Canım Kardeşimin burada bahsettiğim yılan hikayesine dönen tayini  bugün Tokat'a çıktı. Acayip mutlu olduk. Çorum'a da çok yakın.  Hafta sonları direk burada. Kendi de çok sevinçli. En önemlisi Gümüşhane'de sözleşmeli öğretmendi. Burada kadrolu oldu. Darısı bütün öğretmenlerin başına.

Ben mi hem seviniyorum hemde annemde oğlunun peşine giderse diye üzülüyorum. Eğer giderse Turtam yine ortalıklarda kalır. Tam herşey rayına oturmuştu. Bilemiyorum artık hayırlısı...



Bayramdaki köy gezimizde dayımız hiç arabamla resmim yok diye eşimden çekmesini istemişti. 
Tabiki Turta durur mu beni çek diye tutturdu. Eskiden gelin arabalarını süslerken oyuncak bebek koyarlardı aynen öyle olmamış mı:))?

Posted by Picasa

4 Aralık 2010 Cumartesi

MUTLULUK




Mutluluk; 
her pastaya mum dikip iyiki doğdun yapmaktır:))


Not: Yemek sitelerinden pasta için özür diliyorum. Kreması çok yumuşak olduğu için yamulmuş biraz.
Posted by Picasa

2 Aralık 2010 Perşembe

02.12.1974


02.12.1974 yılında yani bugün evlenmişler. Ne iyi etmişler çünkü bizler olmazdık:)) Ne kadar çok değil mi 36 yıldır evli olmak. Nice uzun seneler hep birlikte kutlarız inşallah.

MUHALLEBİ

Erkek kardeşim benden 8 yaş küçük. Hazır mamaların olmadığı zamanlar. Annem ona bir pirinç unundan mama yapıyor, bir nişastadan. Nişastalı olanı sevmiyoruz. Ama pirinç unundan olana bayılıyoruz. Kiminle, kızkardeşimle. Annem bebeğimize mama yedirirken bizde başında bekler "keşke yemese de biz yesek"derdik. Eğer yemezse biz yerdik yada mamanın piştiği cezveyi sıyırmak için kavga ederdik:))
Şimdi soruyorum anneme niye fazla yapmazdın diye, o da bilmiyor sebebini, belki de yoktu...

Hala muhallebiyi deli gibi severim ve de sık sık yaparım. Küçük tosbağam da benim gibi bayılır. Büyük için ise olsa da olur olmasa da olur.


Ben Dr.Oetker'in bu pirinç ununu kullanıyorum. Çok pratik oluyor. Üzerinde sütlü tatlıların tarifleri var. Muhallebisini ve sütlacını denedim. İkisi de güzel oluyor. 


Bu sefer yeni aldığım su bardaklarında servis ettim. Çok sadeler çünkü sıcakken fotoğraflarını çektim. İstediğiniz şekilde süsleyebilirsiniz. Ben böyle sade de seviyorum.

1 Aralık 2010 Çarşamba

PAZARCI


Küçük tosbağaya annem baktığından beri çocuğum daha bir sosyal oldu.
Günlere gidiyor, çarşı pazara gidiyor kısaca annemin gittiği her yere gidiyor.
Geçen akşam bu şekilde oturmuş bağırıyor.

- 3 lira 5 lira ablaaaaa

Allah Allah kulaklarıma inanamadım.
Ne diyorsun Tuğra dedim.

- Bunları satıyorum anne dedi
- 3 lira 5 lira ablaaaa

herhalde 3 kilo 5 lira demek istiyor:))
Çok güldük ama
Yeni mesleğimiz pazarcılık...

29 Kasım 2010 Pazartesi

HARRY POTTER ya da HAYRİ PITIR



Pazar günü hiçbir yere çıkmadık. Sabah biraz ev işi yaptık.Yemeğe de balık yaptım.
Normalde öğleden sonraları dışarı çıkardık ama bu pazar evde oturalım dedik. Bunun keyfi de başka oluyor.
Daha doğrusu eşimle sinema planımız vardı.Kayra'ya sürpriz yapıp Harry Potter'e götürmeyi düşünmüştük Kayra'nın deyimiyle Hayri Pıtır'a:))
Biz yıllardır sinemaya gitmiyoruz. En son Babam ve Oğlum'a gittik sanırım. Kayra sık sık gidiyor.
Kışın Etüt götürüyor yazın ise TEGV  götürdü. Bu yüzden bizden fazla talep etmiyor.

Akşam yemeğini yer yemez hemen aradım sinemayı. 18:00'de var dediler. Hemen 10 dk. hazırlanıp çıktık.
Allahtan sinema çok yakın da evimize fazla zaman kaybetmedik. Hala Kayra'ya söylememiştik.
Ama deli etti bizi
- Nere gidiyoruz.
- Bize göre bir yer mi?
- Niye söylemiyorsunuz.

Sinemanın orada yeni açılmış çocuklar için bir yer var oraya gidiyoruz dedik.
Sinemanın önüne gelince anladı artık.

Hayri Pıtır fena değildi. Ben ilk bölümünü çok beğenmiştim. Komikti çünkü. Kahramanlar büyüdükçe olaylar da karmaşıklaştı.
Tek hatamız Tuğra'yı da götürmek oldu. İlk kez sinemaya giden bir çocuğa yanlış bir film seçmişiz. Bazı sahnelerinde söylemese de korktu. Biz bile korktuk. Korktuğu yerlerde uykum geldi dedi. Buna rağmen sinemayı sevmiş. Tuğra'yı idare edeceğim diye filme çok fazla konsantre olamadım. Yani ben mi filmi izledim film mi beni izledi bilmiyorum.
Kayra ise filmi çok beğendi. Bir sahnesinde ağladı bile (çok duygusaldır kendileri)

Bir pazarımız da böyle geçmiş oldu.

Merhaba Pazartesi Sendromu

27 Kasım 2010 Cumartesi

AYVA KOMPOSTOSU

Babama biryerden bol miktarda ayva gelmiş. Annemde bizlere verdi ben ne yapayım bunlar çok diye...
Bende internetten ayva reçeli araştırırken cahide ve jibek'in sitesinde ayva konservesi buldum.
Kompostosunu yaparım ama konserve gibi saklamak aklıma gelmemişti.
Önce ayvaların kabuklarını soyup küçük küçük doğradım.
En zor kısmı da bu (sağolsun eşim de yardımcı oldu)
Sadece bir kaç kilo yaptık ama ertesi gün bir baktım ellerim su toplamıştı
Tam tarif veremiyorum göz kararı yaptım.
Tencerede su ilavesiyle pişirdim. Bunlar hep zevke kalmış şeyler
Kimi hoşafı sulu sever kimi susuz bol taneli sever.


Ayvaların pişmesine yakın şeker koydum.
Hatta biraz fazla koymuşum çok tatlı olmuş.
Daha sonra sıcak sıcak kavanozlara koyup ağzını sıkıca kapattık.(eşimin ellerine sağlık)



Ters çevirip 1 gün böyle beklettim.
Ertesi gün tutup tutmadıklarını kontrol ettim.
1 tanesi tutmamıştı onuda açıp hemen tükettik.
İlk kez yapıyorum umarım uzun süre dayanır.

26 Kasım 2010 Cuma

BAYRAMIN 2. GÜNÜ AMASYA GEZİMİZ

Bayramın 2. günü köy gezimizden sonra Amasya'ya geçtik.
Babam Amasyalı, ama biz hiç orada yaşamadık.
Keşke Annemler Çorum'a değil de Amasya'ya yerleşseymiş.
Kızkardeşimle hep bunu söyler dururuz.
Bunu duyan eşlerimiz "o zaman bizi bulamazdınız" deyip deyip gülerler.
Nasip işte....

Amasya'da ise sağ kalan tek amcam (Allah uzun ömürler versin) var.  





Amcacığım da çocukları hep tosbagalar diye sever.

Burada da çok kalabalık bir bayram yemeği yedik. Çünkü Amcamların çocukları da hep oradaydı.
Vacır vucurduk yani.
Yengem sağolsun çok zahmetlere girdi.



Sıkılan ve mızırdıyan çocukların imdadına Serdar Abim yetişti.
Epey oynadı çocuklarla


Daha sonra havanın soğuk olmasına aldırmadan ırmak kenarında yürüyüş yaptık.
Amasyaya gelirseniz buraları gezmeden dönmeyin sakın.


Şehzadeler şehri Amasya
Orada yaşamış bütün şehzadelerin büstleri yapılmış



Çocukları bir arada tutmak ne kadar zor oluyor bir bilseniz.



Irmağı, tarihi evleri, kral mezarlarıyla tam bir turistik şehirdir.


Fotoğraf çekerken rahat durmayan sadece çocuklar değil.
Koskoca dayımız da yaramazlık yapabiliyor:))

25 Kasım 2010 Perşembe

BAYRAMIN 2. GÜNÜ KÖY HAYATI

Bayramın 2. Günü Amasya'ya gitmek için tüm sülale yola çıktık.
Önce babamın köyüne uğradık.
Yıllardır hiç gitmiyorduk.
Mezarlık ziyareti yaptık.
Babaannem, dedem, amcalarım için dualar ettik. Allahım kabul etsin inşallah.
Daha sonra babamın baba evine gittik. Yengem hala o evde oturur.
Belinden rahatsız hiç yürüyemiyor.
Zayıflamış küçülmüş...





Standart köy evi keşke dışarıdan da resim çekseymişim.
Eski tip mutfak rafları,
Önüne perde çekilmiş mutfak tezgahı
Duvara asılmış küçük bir ayna ve makas







Büyük tosbağa köye girerken
İlk kez köy görüyorum dedi.
Cidden hiç köye gitmemiştik.
Ama hiç beğenmedi nedense
Küçükler ise eşeğe bindiler
Çok hoşlarına gitti. Her ne kadar Tuğra ata bindim dese de  ömürlerinde eşeğe de binmiş oldular.
Eskiden amcamlarında vardı.
Bol miktarda kaz gördüler. Onları da çekmemişim.


Köyümüz güzelleşmiş
Eskiden çamurdan girilmezdi
Yollar ya asfaltlanmış ya da Arnavut kaldırımı döşenmiş.
Ama artık köylerde hiç genç nüfus yok, sadece yaşlılar kalmış.

24 Kasım 2010 Çarşamba

ÖĞRETMENLER GÜNÜ

İlk önce canım kardeşlerim Şevkiye ve Kerim'in Öğretmenler Gününü kutluyorum. İkisi de en zoru olan Özel Eğitim Öğretmeni.
Yıllar önce emekli olmuş İlkokul öğretmeni amcamın
Almanca öğretmeni amcamın damadı Mehmet Eniştemin
Matematik Öğretmeni dayımın oğlu Selçuk'un
Beden Eğitimi öğretmeni amcamın oğlu Serdar'ın
İngilizce öğretmeni eltimin kızı Seçil'in
Matematik öğretmeni Seçil'in nişanlısı Selçuk'un (bütün Selçuk'lar matematik öğretmeni herhalde:))))
Yine matematik öğretmeni teyzemin gelini Afife Abla'nın


ve bütün öğretmenlerin ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM...

Not: Kaç kez uğraştıysam resim yükleyemedim. Bir sorun var herhalde.
Tekrar Not: Her Öğretmenler Gününde aynı yazıyı paylaşıyorum. Ailemize yeni öğretmenler katılırsa onları da ekliyorum.

23 Kasım 2010 Salı

BAYRAMIN 1. GÜNÜ

Bayramlar bizim için kalabalık ve curcunalı geçti.
Kayseriden kızkardeşim ve Gümüşhaneden erkek kardeşim geldi.
Hasretliğimizin sona erdiği güzel günlerdir bayramlar.
Bayram sabah kahvaltısını babamgilde yaparız.
Erkekler namaza gider annem mutfağa
Bu bayramda su böreği ve baklava yapmış bizi bekliyordu.
Kayserili bir damat girince sülaleye Bayram sabahları nohut yemeği de farz oldu bizim için:))
Oralarda adet böyleymiş annemde yapıyor sağolsun.
Ama resim nerede derseniz birtane bile çekmemişiz. Yok:))
Sonra bayramlaşma faslına geçeriz.
Çocuklar harçlık derdine düşer.
4 çocuk olunca...
Senin paran şu kadardı... Benimkini sen aldın...
Sen az verdin... Dayın çok versin gibi...:))
Sonra herkes gideceği yerlere dağılır.





Bu resimler eşimin teyzesinde çekildi kuzenler gelinler damatlar bir arada.



bunlarda teyzemiz ve küçük tosbağa
Küçük tosbağa arife akşamı düştü ve göz kenarını yaraladı.
Bayramda yaralı koyunlar gibi gezdi.
Allahım gözünü korudu.
Posted by Picasa

Bunlara Baktınız mı?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...