Pages

31 Mayıs 2010 Pazartesi

GİDİN BAŞIMDAN

* Pazartesi sendromu
* Dün terli terli içilen soğuk suyun boğazıma verdiği acı
* Bahar yorgunluğu (herkes atlattı ben yeni başlıyorum.)
* Durmadan uyuma isteği
* Durmadan tatil yapma isteği
* Parasızlık
* Hergün birkaç şehit vermemize sebep olam PKK'lılar.
* Durup durup insanlığa sığmayacak işler yapan İsrailliler
* Hiç bitmeyen ev işlerinin verdiği sıkıntı ( ne güzel değil mi evi temizlesen ve 1 ay hiç dağılmasa ve kirlenmese:)) ben 1 haftaya da razıyım, hatta 1 güne bile)
* İşyerinde, dönüp arkama baktığımda 10 yıldır aynı odada ve aynı masada oturmanın verdiği sıkıntı (yine de çok şükür çok iyi bir ortamda çalışıyorum)
* Küçük turtanın olduk olmadık yere akmaya her daim hazır gözyaşları (yada küçük çocukların herşeyi ağlayarak yaptırma kaabiliyeti)
* Sanki hep koşuyormuşum ama hala istediğim yere ulaşamıyormuşum hissi

yeter artık gidin başımdan yaa ama bende ağlayacağım artık.

27 Mayıs 2010 Perşembe

ETÜT GECESİ



Gülşah öğretmen



Filiz Öğretmen

Kayra'nın etüt öğretmenleri



Afife Abla Matematik Öğretmeni Kayra'nın dersine girmiyor ama Etütün kurucularından hem de teyzemizin gelini. En önemlisi oğlumun eğitimine yardımcı olduğu için bir kez daha teşekkür ediyorum kendisine



çok sevdiği arkadaşları
Berke ve Onat
Berke ile ayrıca okul arkadaşı




Gösterilerle ilgili çok resim yok
Kayra önce koroyla şarkı söyledi daha sonra Rap gösterisi yaptılar. Rap gösterisini video'ya çektik ama siteye yüklemeyi beceremedim maalesef.

İnsanın çocuklarını böyle günlerde görmesi çok mutluluk veriyor. Ben sulugöz bir tip olduğum için gözlerimin yaşarmasına engel olamıyorum. Hele de sahneden bizi görünce gözlerinin içinin gülmesi yokmu herşeylere değer. Nice güzel günlerini görmek dileğiyle öpüyorum kocaman seni...
Posted by Picasa

26 Mayıs 2010 Çarşamba

BAŞ AĞRISI

Dün akşamüstü beni ziyarete geldiler kendileri. Önce yavaş yavaş başladı. Eve giderken beni üzen oğluma başım ağrıyor ne olur beni üzme dedim. Çok hızlı bir şekilde yemeğimi yedim ve hemen bir ilaç alıp yattım. Sadece 5 - 10 dakika uyumuşum ama daha şiddetli bir ağrıyla uyandım. Ne yapacağımı bilemedim Kayra'ya seslendim o da yazık ne yapacağını şaşırdı. Babasını aradı. Eşim gelene kadar kıvranmaktan bir hal olmuştum. Ağrıya bir süre sonra mide bulantısı eşlik etti. Eşim doktora gidelim dese de benim hiç gözüm kesmedi. Bir ağrı rahatlayıp birgüzel uyumuşum.
Çokşükür şimdi hiçbirşeyim yok umarım tekrar olmaz aslında benim hiç başım ağrımaz hiç öyle adetlerim huyum yoktur. Bu nereden çıktı anlamadım.

24 Mayıs 2010 Pazartesi

BİR HAFTA

Bu nasıl yoğunluk böyle bilemiyorum 2 gün gez toz evdeki işler bitmiyor anlayamıyorum. Cumartesi okul gezisi için Ankara'ya giden oğluşum pazartesi anneannesiyle doktor randevusunun ardında evimize döndü. Tabiki annemde geldi. En son geçen ay görmüştüm ama yine hasretlik oluyor. Babacığımı göremedim ama olsun bir dahaki aya bakalım.
Tosbağam gezide çok eğlenmiş. İlk kez yanlız başına biryerlere gitti. Müze ve meclislerde biraz sıkılmışlar ama hayvanat bahçesi ve harikalar diyarında yüzleri gülmüş. Çok fotoğraf çekmiş ama fotoğraflarda kendisi yok:)) Müzedeki tarihi eserleri çekmiş arkadaşlarını çekmiş falan filan.
Bu hafta sadece salı günü okula gitti. Çarşamba Perşembe okul tatildi cuma günü ise öğretmenleri yok diye gitmedi okula.
Annemin evi toplu olduğu için bizde kaldı 19 Mayıs günü baktık evine oradan da komşusuna oturmaya gittik. Perşembe günü dönme planları yapan annem pazar günü ancak gidebildi. Kayra bu hafta tatil olunca ayrıca cumartesi günü de etüt gösterileri vardı bu sebeplerden ötürü annemi göndermemiş olduk.
Pazar günü de annemi gönderince bizde ev işine giriştik. Önce bir dağınık evimizi topladık sonra da kışlık yazlık verilecek olanları ayırıp yerlerine yerleştirdik. Bu işlerden hiç hoşlanmıyorum. Ama zaman zaman yapmak gerekiyor. Pazar akşamüstü televizyonun karşısında uyuyakalmışım. Çok yoruldum çünkü. Geçen hafa birkaçgün kayınvalidem vardı. Bu hafta da annem olunca haliyle biraz yorgun günler geçirdim. Evimi de temizletebilirsem biraz dinlenmek istiyorum artık.

Bu postu da birkaç resimle kapatayım artık. Malum pazartesi işe alışmam lazım.














Yerim ben bu artistik pozlarını



Kızları da atmış atının arkasına (bu inek ya neyse siz onu at görün)

Yürü be koçum kim tutar seni...:))

17 Mayıs 2010 Pazartesi

CİMRİYMİŞİM!!!!

Dün eşim beni cimrilikle suçladı

Evet haklı cimri olma yolunda hızla ilerliyorum. Çünkü evimizde yemeğin pişmesi için böyle davranmak zorundayım. Gelirlerimizle giderlerimizi böyle dengelemek zorundayım. Çünkü kendisi evin maddiyatla ilgili olan kısmını da benim üzerime bırakmış durumda... Bu sebeplerden dolayı da ben de cimri olmak zorundayım.

Aslında cimrilik değil de yerine koyma diyelim. Mesela;

2 - 3 lira verip zararları tartışılmaz olan bisküvi kraker gibi ıvır zıvırlara para harcayacağıma gider 1 kg sebze alırım 2 gün yeriz.

ya da dışarıda yemek yiyelim diye harcadığımız para benim 1 haftalık pazar paramdır.

yine 20 - 30 lira verip dışarıda yemek yemek yerine çocuklarıma kıyafet almayı tercih ederim.

birşeylere para harcayacağım zaman hep daha kalıcı ne alabilirim yada yapabilirim diye düşünürüm. İşte benim cimriliğim de bu

Marka takıntım yoktur. Heryerden giyinebilirim yeter ki yakışsın. Büyük oğlumda da bu yoktur hatta geçen pazar bir spor ayakkabısı aldık, çok severek aldı eve geldiğimizde "heryerinden belli oluyor çakma olduğu" demesine rağmen isteyerek ve severek kullanıyor.

Ben böyle davrandığım için ev sahibi olabildim. Ben böyle davrandığım için oğlumun dişlerine tel taktırabiliyorum.

Ha bu durumdan memnun muyum değilim ben de biliyorum böyle yaşamak istemediğimi ama bu işsizlik ortamında çok şükür işimiz var diyebiliyorum.

Bunları okuyunca hiçbirşey almadığımızı hiç dışarıda yemek yemediğimizi düşünmeyin sadece abartmıyorum o kadar.

Konu niye buraya geldi dün Tuğra'ya ayakkabı aldık ben 2 tane alalım birini evde giysin diğerini dışarıda giyer dedim ama eşim 1 taneyi yeterli gördü. Sonra gidip ayakkabının %70 fiyatına saçma sapan birşey aldı. Şimdi kim haklı yorumu size bırakıyorum.

15 Mayıs 2010 Cumartesi

ANKARA YOLCUSU



Şuan saat 04:45

Yukarıda görmüş olduğunuz muzur oğluşum 05:00 itibariyle Ankara'ya doğru yola çıkacak. Babasıyla okula gittiler oradan hareket edecekler. Küçük Turtamız yüzünden ben gidemedim ama çok isterdim oğluşumu yolcu etmeyi...
Gezileri1 günlük akşama dönecekler ama Kayra'nın pazartesi dişçide randevusu olduğu için o gelmeyecek dayısı alacak ve 3 gün annemgille kalıp pazaratesi annemle dönecekler. Yani hasretliğimiz uzun sürecek. Azönce arkasından dua ederken gözyaşlarımı tutamadım. Allah'ım bu güzellikleri bize tattırıp kimsenin elinden geri almasın. İlkgözağrım, canım,

Bu gezide eğleneceğini düşünüyorum. En son gezi amaçlı kreşle gitmiştik de Hayvanat Bahçesi kokuyor diye gezmemiştin hatırlatırım. (Çok temizsin  ya:)) Neyse iyi yolculuklar. Güzel anılarla sağ salim dönersiniz  inşallah.

12 Mayıs 2010 Çarşamba

OH BE DÜNYA VARMIŞ


Bu sevincimin sebebi artık yatağımda rahat rahat yatıyor olmamdan kaynaklanıyor.
Bir haftadır küçük tosbağayı da yatağımızdan göndermiş bulunuyoruz.:))))

Nasıl yaptığımıza gelirsek bir gece ve bir gündüz uykusunda yatağımı sulamasının sonucunu yaşıyor. Üst üste (hiç yapmazdı ne olduğunu anlayamadım) o kadar sulanınca ben az kalsın yeşerecektim:)) Öğlen eve gittim Şerife Ablaya göz kırptım, sesimi yükselttim, biraz da sinirlendim, veee
Şerife Abla Tuğra bir daha bizim yatağa yatmayacakkkk
yeter artıkkkk
herkes kendi yatağına yatacakkkk
biz yatağımızda yatamaz oldukkk

gibi cümleler birbirinin arkasına geldi, karşımdaki manzara ise beni onaylayan bir bakıcı ve biraz pusmuş bir velet (manzara komikti ama hiç taviz vermedim.) Akıllı oğluşum benim sözümü dinledi ve artık hem yatağında yatıyor hem de benim yatmamı beklemeden uyuyup kalıyor. (Biraz kötü bir anne oldum)

Ben mi oh oh diyerek uyuyorum.
Hele ilk gece o kadar deliksiz uyumuşum ki sabah kalkınca bir tuhaf oldum.
Henüz odasını ayırmadık ama o da çok yakındır haberi olsun:))

11 Mayıs 2010 Salı

OKULLARDA SERBEST KIYAFET





 


Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı anketlere katılmaya çalışıyorum. Bunlardan bir tanesi de serbest kıyafet anketi. Her ne kadar okul zamanlarında serbest kıyafet istesem de şimdi bir anne olarak bunu istemiyorum. Çünkü etrafımızda rengi solmuş, kısalmış, küçük gelen önlüklerle okula giden çocuklar olduğu sürece benim oyum hep hayır olacaktır. Kendi çocukluğumu hatırlıyorum da bizim önlüklerimiz hiç eskimez sadece küçülürdü o zaman da kardeşlerimiz giyerdi. Ama şimdi oğluma okul kıyafeti yetiştiremiyorum 4. sınıfa gidiyor ve ben artık sayamıyorum kaç kıyafet aldığımı. Okul kıyafetleri diğer normal kıyafetlere bakarak çok daha hesaplı oluyor. Model derdin yok, yakıştı yakışmadı derdin yok, marka derdin yok. Oh ki ne oh.

Bu konuyu oğlumla konuştuğumda niye hayır dedin diye bana kızmıştı ama sebebini anlattığımda o da anladı ve hiç itiraz etmedi.

Bakanlığın ayrıca SBS için de bir anketi vardı. SBS mi olsun OKS geri mi gelsin diye... Tabiki OKS'yi istedim. Çünkü şirkette çok yakın bir arkadaşımın kızının 3 yıldır neler çektiğini bir ben bilirim. Kızcağız heryıl üniversite sınavına hazırlanır gibi SBS'ye hazırlanıyor. Neredeyse sıfır sosyal hayat hep test hep test ondan sonrada hep sorunlu çocuklar değil mi? Sizlerde kayıtsız kalmayın çünkü bu çocuklar hepimizin, bu gelecek hepimizin.

Not: Benim oğluşlarda çok çalışkan:)) hep masanın başında uyuyorlar.

8 Mayıs 2010 Cumartesi

ANNELER GÜNÜ

Bu seneki Anneler günü incileri Kayra'dan


Geçen Pazar çarşıda dolaşırken


Ben: Oğlum annelerimize ne hediye alsak ki? (Annem, kayınvalidem ve bakıcımız Şerife Abla)
Kayra: Sen onları düşüneceğine kendini düşün
Ben: Niye ben kendimi düşünüyormuşum siz düşünün beni
Kayra: :)))


Birkaç gün sonra ise;


Kayra: Anne benim sana hediye almama hiç gerek yok
Ben: Nedenmiş o!!!
Kayra: Çünkü en güzel hediye benim de ondan.
Ben: Hıı:)))


Aslında çok doğru annelerimiz için bizler, bizler için de çocuklarımız Allah'ın bizlere verdiği en güzel ve vazgeçilmez hediyeler öyle değil mi? Annemgil burada olunca bizim anneler günümüz bayram gibi geçiyor bir anneden çıkıp diğer anneye gitmek ve kutlamak aynı bayram gibi. Ama 2 senedir annemsiz kutluyorum anneler gününü bu yüzden bir yanım eksik. Buradan bütün annelerin anneler gününü kutluyorum.

7 Mayıs 2010 Cuma

HIDIRELLEZ



Her sene Hıdırellez akşamı alırız kağıt ve kalemleri elimize isteklerimizi çizeriz ya da yazarız. Bu sene de oturduk yazdık. Neler istemedik ki sağlık, para, araba, ev oooo....



Burada ise benim çizdiğim bahçeli eve ekleme yapan büyük tosbağa. Evimizin bahçesinde fıskıyeli havuz olmalıymış:))



Bu da turtamın istekleri biz anlayamadık umarım Hızır Aleyhisselam anlar:))

Bu kağıtlarımızı balkona astık ve sabah alıp sakladım. Umarım dileklerimiz gerçek olur.



Öğlen arası ise arkadaşlarla geçen sen yaptığımız gibi pikniğe gittik.



Piknik yaptığımız yer Türkiyenin ilk un fabrikalarından olan 1927 Fransız teknolojisiyle kurulmuş eski işyerimizin bahçesiydi. Her yeri tarih kokan şehirden uzak güzel bir yer.


Burası da fabrikanın arka tarafı ve iş arkadaşlarımız



Ay yerim ben onları... Burası çiftlik gibi inekler, civcivler, kazlar, köpekler ne arasan var. Aslında çocuklarla gelmek lazım



bütün arkadaşların burada fotoğrafı var
 ne amaçla yapıldığını bilmediğim ama insana huzur verdiği kesin olan havuzlar
göremedim ama içinde balıklarda varmış

Darısı gelecek seneye:))

5 Mayıs 2010 Çarşamba

NE YAPIYORUM

Ah bir bilsem ne yaptığımı

* İşyerinde birikmiş işlerim var onları biran önce bitirmeye çalışıyorum. Masamın üstünü bir görseniz darmadağınık. (Kısaca sineğin bile tuvaletini yapacağı yer yok anlayacağınız.)

* Uzun zamandır düzenlemediğim resim dosyalarımı düzenlemeye çalışıyorum. Çünkü oğluşların sünnet düğününe slayt gösterisi hazırlayacağım. Ne olacak bu binlerce resim o da ayrı konu.

* 26 Haziran oğluşların sünnet düğünü için yer ayarladık. Güzel bir cafe de yapacağız. Aslında ben abartılı sünnet düğünlerini tasvip etmesem de çocuklar istiyor. Hoş Kayra Tuğranın büyümesini beklediği için biraz yaşının geçtiğini düşünüyor ama ne yapalım artık...

* Herkesi davet etmeyelim abartmayalım dedik ama şimdiden 150 kişi oldu. Zaten bu rakamı aşmamayı düşünüyorum. Ben aslında daha az kişiyle düşünüyordum ama bu kadarda durabildik. Ya da sadece çocuk eğlencesi olabilirdi bu sefer de akrabalar biz göremeyecekmiyiz diyecekleri için vazgeçtik.

* Sünnet kıyafetlerini ayarlamaya çalışıyorum. Kıyafet alma taraftarı da değilim. Çünkü birkeye giyilecek daha sonra kullanamayacaklar hiç gerek yok. Tuğra'nın kıyafeti tamam sırada Kayra var.

* Bahar geldi kendimi hep dışarılara atmak istiyorum. Yürüyüşler yapmak açık havada kahvaltı etmek istiyorum. İşyerindeki odama tıkılmak istemiyorum. Baharı, yazı ve hayatı doya doya yaşamak istiyorum.

* Yarın hıdırellez şirketteki arkadaşlarla öğlen arazı eski fabrikaya pikniğe gideceğiz. Geçen sene de öyle yapmıştık çok güzeldi. Ayrıca bu gece kağıtlara istediklerimizin resmini çizip balkonumuza asacağız. Gül ağacı altına istek yapma geleneğini biz böyle devam ettiriyoruz. Umarım herkesin dilekleri kabul olur ve bolluk bereket olur.

* Ayrıca 1 Mayısı tatil edenlere de dualarımı eksik etmiyoruz. Teşekkürü bir borç biliriz kendilerine... Evde tembellik edip canım sıkılsa da tatilleri severiz:)))

Şimdilik bu kadar...

Bunlara Baktınız mı?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...