Pages

31 Ocak 2011 Pazartesi

YAP-BOZ (PUZZLE)



Şubat tatilinin ilk faaliyeti yapmış bulunuyoruz.
Cuma günü BİM'i ürünleri incelenir.
Küçük tosbağaya oyuncak Laptop
Büyük tosbağaya ise Ben10 puzzle alınır.



Kayra yapmaya başladı hiç ses etmedik. Hep 100 parçalı filan yapardı.
Bu 260 parça. Biraz zorlandı ama enteresan olan parçaları hafızasına yerleştirmiş.
Eline aldığı parçaya
Bunun ağzı
Bu şunun eli
Bu saçı
diyebildi.
Sonuç beraber yaptık



Daha sonra eşimle yaptığımız 1000 parçalık puzzlerımızı da yayınlayayım.
Posted by Picasa

29 Ocak 2011 Cumartesi

PAZAR KAHVALTISI

Kayroşumun en sevdiği pazar kahvaltısı. Başka zaman karşıdaki bakkala gönderemem ama hamur kızartacağım fırına git deyince uzaktaki fırına bile gider:))




Hamuru genelde fırından aldırıyorum. Kendimde yapabiliririm ama tembellik işte.

 

Elimle yuvarlaklar yapıyorum. Sonra bıçakla parmak gibi kesiyorum. Kızgın yağa atıp arkalı önlü kızartıyorum. Birer lokmalık olduğu için yemesi kolay oluyor.
Biz buna bişi derdik. Çorumda tava mayalısı diyorlar.
Onu yuvarlak yapıp ortasına parmakla delik açardı annem. Bu şekilde yapmayı kayınvalidemden öğrendim. Özellikle peynirle yemesine doyum olmuyor.
Not: Hiç kilo yapmadığına inanmak istiyorum:))
Posted by Picasa

28 Ocak 2011 Cuma

KARNE GÜNÜ

Bugün malum karne günü. Şimdiki çocuklar bizim zamanımızdaki gibi heyecan duymuyorlar. Bizler karnemizdeki notu görebilmek için büyük bir heyecan ve sabırsızlıkla beklerdik. Teknoloji çağında yaşamanın verdiği maneviyatsızlığı yaşıyoruz. 2 hafta önceden belli karnemizdeki notlar. e-okul veliler açısından iyi  bir uygulama aslında ama karne günü heyecanını öldürüyor işte.
Büyük tosbağamın karnesi fena değil. Sınıftaki çocukların kötü dersleri tekrar yapılan sınavlarla düzeltildi. Neye inanalım, yapılan SBS denemelerine mi karnedeki notlara mı? Veli olarak kafamız çok karışık.
Neyse yine de güzel bir gün Kayra taktir aldı. Fen Bilgisi, İngilizce ve Din Kültürü 4 diğerleri 5
Kardeşimin oğlu Ufkun'un ilk karne heyecanı, az önce aradım annesi onunda duyacağı bir şekilde "teyzesi hepsi 1 karnesi çok kötü dedi:))" bizim turuncu kafa aldı hemen telefonu doğruyu söyledi. Maşallah hepsi 5 miş.
Hediyeler dün akşam itibariyle alındı.
Umarım herkesin karnesi çok güzeldir.

26 Ocak 2011 Çarşamba

ATEŞ


Bu nasıl bir ateştir anlamıyorum. Büyük tosbağa hafta sonu hastalandı. Maaşallah yıllardır böyle hastalanmamıştı. Bademcikleri olmadığı için hastalıklarını çok çabuk atlatıyordu. Ama bu öyle olmadı. 40'a varan ateşle savaşmak durumunda kaldık. Kaç kere duş aldırdığımı hatırlamıyorum bile. Pazartesi doktora götürdüm "grip salgını var bu da grip olmuş soğuk algınlığı değil, ilaçla tedavi olamaz anne bakımı lazım" dedi. Dedi demesine de bu çocukların anneleri nerede. Ben de vekaletimi anneme verip işe attım kendimi. Pazartesi okula gitmedi, salı da sınav varmış okul yoktu, bugünde kafadan astı okulu. Çok şükür düzeldi ya yarın gider okula.
Dün gece 11.30'da annemden bir telefon aldım. O saatte aramazdı panik oldum hemen. "Küçük tosbağan ateşleniyor ilaç vereyim mi?:((("
Aslında beklediğim bir sonuçtu ama evrene kötü enerji vermemeliyim diye aklımdan bile geçirmiyordum. Şuan saat 08.20 ve ben annemi aramaya korkuyorum. Umarım korktuğum başıma gelmez...

22 Ocak 2011 Cumartesi

127 SAAT


Dün akşam bu filmi izledik. Delfina bahsetmişti. Merak ettim.Çok etkileyiciydi. Dağcı Aron Ralston'un başından geçen gerçek bir hikayeyi anlatıyor. Umarım Kayra bu film sayesinde hiçbiryere habersiz gitmemesi gerektiğini anlamıştır. Filmden çıkaracağım en güzel sonuç bu...

20 Ocak 2011 Perşembe

TUĞRAMDAN HABERLER

Canım yavrum hala annemgilde kalıyor:((
Ne kadar bu duruma alışsak da çok zor.
En azından ilk günlerdeki gibi telefonda ağlamıyor.
Sanki yıllardır onlarla yaşıyormuş gibi
Onların kelimeleri onların hareketleri... (hemen kapıyorlar)
Annemgilin evi caminin yanında olduğu için ezan sesi evin içinde
Tuğram da çok güzel ezan okuyor. (Allahım ekber Allahım Ekber diye)
Dedesiyle öğle namazlarına gidiyor. Camideki diğer dedeler de şeker veriyorlarmış, sevinerek eve geliyormuş.
Öyle bir geçer zamanki'yi severek izliyormuş.
Anneme "neredeyse aynı şeyleri yaşıyor Osman da annesine hasret benim yavrumda diyorum"
Osmanın annesinin çorbasını sevdiğini söylediği gün Tuğra da benim verdiğim sakızı düşürünce "atamam annem verdi bunu bana deyip ağlamış"
Hafta boyunca hiç görmüyor değiliz. Bir gün mutlaka almaya çalışıyoruz. Bir iki gün de öğle arası gidip görüyorum oğluşumu.
Ne de olsa beraber yaşıyormuşuz gibi olmuyor.
Umarım bir gün bunu neden yaptığımızı anlar.
İnşallah önümüzdeki günler bizim için daha da hayırlı olur.
Şu an için tek hayalim oğluşumu akşamları alabilmek.
Bunda da vardır bir hayır, diyorum ki hayırlarını görmeye bile başladım.
Üzülüyorum hem de çok ama evet bunda da vardır bir hayır diyorum.
Unutma ki güzel gözlü, mis kokulu yavrum bu geçici bir süre
İnşallah herşey çok daha güzel olacak.
Allahıma sığınıp umutlarımı yitirmiyorum.
Gözyaşlarımın dineceği günü bekliyorum.

Not: Bu yazıyı tarihe bir not düşmek için yazdım. Turtam büyüyünce okusun bizi anlasın diye. Bizim için ne kadar değerli olduğunu bilsin diye...

19 Ocak 2011 Çarşamba

SINAV TARTIŞMALARI

Oğlum bugün etütdeki sınava girmek istemiyormuş.
Bunu daha öncede söyledi.
Yani etütdeki hiçbir sınava girmek istemiyor.
Her sınav öncesi bir savaş yaşıyoruz.
Bugün öğlen de onlardan biriydi.
Son sözü
"Düşük alırsam kızma kafadan atıyorum"
sadece sabretmek istiyorum ama öyle zor ki
Allah yokluklarını vermesin ama bazen annelikten tatile çıkmak döndüğümde herşeyin normal olmasını istiyorum.

Tek kötü yanı
Her tartışmamızdan sonra üzülen
Ona kıyamayan yine ben oluyorum.
İçimde bir sürü pişmanlıkla işimin başındayım

Ne yapayım bilemiyorum ki...

18 Ocak 2011 Salı

SİMİT


Pazar günü çarşı gezmemizden sonra eve dönerken simit yiyelim dedi çocuklar.
Çok üşümüştük Tuğra'da çok mızmızlandı, alalım da evde yiyelim dedik.
Sıcacık çayımızı yaptık.
Kahvaltılıklarımızı koyduk oh oh
Simite en çok peynir yakışır ama ben ayrıca yoğurt sosu ve ev çemeni de yaptım.




Yoğurt sosu tarifi burada.

Posted by Picasa

Ev çemeni
Biber salçası ve domates salçası
Ekmek içi
Biraz peynir
Bol zeytinyağı
Baharat
Ceviz
Sarmısak
Bunların hepsini karıştırıyorsun.
Muhteşem bir lezzet oluyor.

Simitlerimizi bunlara bandıra bandıra yedik. Oh sıcacık çayımızı da içtik. İçimiz ısındı:))

15 Ocak 2011 Cumartesi

NE YAPTIN BE FERİHA


Akşam tesadüf rast geldim gelmez olaydım. İçim bayıldı. Hiç izleyemem böyle şeyleri. Bu kadar yalan olurmu ya. Babasına piyangodan para çıkmaz da zengin olamazlarsa bu kız bu yalanları 4-5 yıl boyunca nasıl devam ettirecek bilemiyorum. Ay yine afakanlar bastı beni.

14 Ocak 2011 Cuma

5. SINIFA GİDİYORUM.

Oğlum 1. Sınıfa başlayınca ben de başlamış oldum. Şu an 5. sınıfa gidiyoruz. Beni SBS'ye almazlar ama lise sonda üniversite sınavına girmeyi düşünüyorum:))
Bilgilerim yeniden güncelleniyor.
Hatta dün yaptığımız ödevden sonra coğrafyadan sınıfta kalmam herhalde.
Bizim üç kafadarın (Kayra, Nisa ve Nurinisa) sosyal bilgiler ödevi varmış.
1 hafta önce verilen ödev sağolsun bize son iki günde söylendi.
Kayra Ankaraya gidecekti.
Nisa hastaydı derken bu ödev annelere kaldı.
Nurinnisanın annesi Türkiye haritasını çizdi.
Ben de şehirlerin meşhur şeylerinin çıktısını aldım.
Eşim de yapıştırdı.
Akşam arayanlara kesme yapıştırma oynuyoruz diyordum:))




Dün akşam da Kayra'yla son eklemeleri yaptık.
Çocukların isimlerini yazarken eşim benim adımı da yaz diye tutturdu:))



Böyle oldu



Bu da yakın çekim.

Şehrimize torpil yaptık 2 resim yapıştırdık.
1. Çorum Leblebisi
2. Hititlerin Güneş Kursu


Şimdi Öğretmenimizden alacağımız notu bekliyoruz:))  
Yaşasınn 100 almışız

Posted by Picasa

13 Ocak 2011 Perşembe

BÜYÜMEYEN ÇOCUKLAR

Cumartesi akşamı uzun zamandır görüşmediğimiz arkadaşlarımız geldiler. Ertunç ve Funda bizim okey arkadaşlarımız. Onlar yeni evliyken toplanıp gece geç saatlere kadar okey oynardık. Kayra küçüktü ozaman, ama yaramaz değil di seyrederdi bizi.
Geçen hafta Çocuklar Duymasın'ı izlerken oradaki okeyden bahsedilen sahnede
Kayra; Ertunç abimlerde hiç gelmiyor dedi.
Ben de ertesi sabah Fundayı aradım hemen haftasonu için plan yaptık.
Özlemişiz birbirimizi...
Efecikle bizim turta aynı yaşıt. Efe 3 ay büyük bizimkinden. Epeydir görüşmeyince onlarda unutmuşlar birbirlerini.
Tuğra sık sık kulağıma eğilip onun adı neydi diye sorup durdu:))
Bazen güzel oynadılar bazen de sesleri yükseldi.



Bazen de babalarından oyuncak sırası gelsin diye beklediler.



Bir el de olsa okey oynayabildik ya yeter bize:))
Posted by Picasa

11 Ocak 2011 Salı

ÖNEMSENMEK

İnsan önemsenmek ister
Yeri gelir bir lafımdan anlasın
Yeri gelir bir bakışımdan anlasın ister
İçimde kopan fırtınaları...


Neyin var denilsin ister
Birşey mi oldu denilsin?
Çünkü sen onu önemsersin 
Bu soruları sen ona sorarsın
Anlatana kadar da uğraşırsın
Sen ise anlatmak için çaba harcarsın ama o ilgi gelmez.
Önemsenmezsin.
Önemsemeyen mi?
Bir arkadaşın, kardeşin, annen baban, eşin, çocuğun
Hepsi olabilir.
Anlayan anladı...

9 Ocak 2011 Pazar

YOĞURT



Yoğurt yemeyi çok severim.
Küçük tosbağa da bana çekmiş.
Ama nedense yoğurtlu şeyleri bol tuzlu yerim.
Yayla çorbası, sarmısaklı yoğurt hep tuzlu olmalı.
Yemeğin yanında yediğim yoğurdu da tuzlayıp yerim.
Buna herkes çok şaşırır. Çünkü pekçok kişide şekerli yoğurt kavramı vardır.
Ben ise asla şekerli yiyemem.
eee tuzlu yemek de sakıncalı ben de tuz ekmeyip artık baharatlıyorum
Nane, kekik (çok yakışıyor), kırmızı biber, sumak, karabiber artık ne bulursam.
Yoksa boş boş yoğurt yiyemem...

4 Ocak 2011 Salı

KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI

 

2010 yılının sonlarına doğru pekçok blogda 1 yıl boyunca okudukları kitapları sergilediler. Ben bunları yüzüm kızararak takip ettim. Kitap okuma alışkanlığı edinemeyen bir insanım. Küçükken ailemin böyle bir yönlendirmesi olmadı benimde içimden gelmedi. Ben ise onların kitap alıp evde bulundurmasını isterdim hep. Ama bu hiç olmadı.
Bu yüzden her çarşıya çıktığımızda çocuklarıma kitap almaya çalışıyorum. Büyük tosbağam bunu okumam dese bile ben okurum deyip alıyorum. Çünkü onda da kitap okuma alışkanlığı yok. Evimizin yakınındaki sahaf "aynı kitapları beraber okuyup paylaşın" dediği günden beri ben de çocuk kitapları okumaya başladım. Bazen önce ben okuyup Kayra'ya tavsiye ediyorum bazen o. Bu durum tosbağanın da hoşuna gitmeye başladı.
Benim içinde çok faydalı oldu. Normal kitapları okurken sıkılabiliyor ya da konuyu kaçırabiliyordum. Ama bunlar kısa olduğu için bazen bir günde bazen iki günde bitirmiş oluyorum.
Yani kısaca ben de kitap okuma alışkanlığımı oğlumla birlikte kazanmış olacağım. Bunu bütün kalbimle istiyorum.
Bu kitabı da önce oğlum okudu hatta ağlayarak okudu daha sonra ben, çok güzel herkese tavsiye ederim.
Posted by Picasa

Bunlara Baktınız mı?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...