Pages

28 Mayıs 2011 Cumartesi

ANKARA YOLLARI


Çarşamba günü Ankara'ya gittik. Bu sefer 2 sebebimiz vardı.
1. Kayra'nın telleri için
2. Eltimin oğlunun askerliği Ankaraya çıktı onu da yolcu ettik.
Uzun zamandır bir yere gitmemiştik, Seçkin bahanemiz oldu. Arabamızla da daha şehir dışına çıkmamıştık falan filan...
Diş randevumuz saat 2 de idi ama benim gibi gezgiç biri bu fırsatı değerlendirmeliydi değil mi?

Sabah 6'da evden çıktık. Kayınvalidemi aldık, düştük yollara...







Piknik malzemelerini hazırlamıştım. Ankara girişinde bir park bulduk kahvaltı ettik. Açıkhava iyi geldi. Buraya kadar arabayı ben kullandım biraz tırsarak tabiki:))
İtiraf edeyim yanımdaki olmasa (bu yanımdaki eşim oluyor) daha rahat kullanırdım:))

 

bu pozu da turtamız çekti. Aferim ona güzel çekmiş...

Buradan sonra arabayı eşime verdim çünkü Ankara'ya yaklaşmıştık ve o trafiğe girmek istemem doğrusu.
Yola çıktıktan 5 dakika sonra eşim,
Çantama bakar mısın cüzdanımı almışmıyım gibi geç kalınmış bir soru sordu.
Canım kocacığım sanki evin arka sokağına gidecek gibi ne ehliyet, ne para ne de cep telefonunu yanına almış.
Şaka gibi
Niye çünkü ben hatırlatmadım.
Çünkü her kıyafet değiştirdiğinde bunlar evde unutulur.
Çünkü evden çıkarken alıması gerekenler kontrol edilmez gibi sayfalarca sebep yazabilirim.
Sadece yorum yok.
Bundan sonra hatırlatılacaklar listeme birşey daha eklenmiş oldu:((
Posted by Picasa

23 Mayıs 2011 Pazartesi

ŞAMPİYONUZ


Günler öncesinden planlar yapılır bu planlar bana söylenmez Pazar akşamına misafir davet ederim. Böyle birşey yaptığım için Fenerbahçeye ihanetle suçlanır misafirlerimi geri çevirmek zorunda kalırım:)) (Biraz da ayıp oldu ama)


Arkadaşlarımızın evinde izledik maçı


Sonra tabiki konvoy...


Arabayla ilerlemenin imkanı yoktu, bizde yürüyüşe geçtik.


Fenerbahçeyi kutluyoruz. 
Bu postu Galatasaraylı olan tosbagaların_dayısına ithaf ediyorum:))

20 Mayıs 2011 Cuma

OKUL GEZİSİ


Geçen cumartesi günü Kayra'nın sınıfıyla Alacahöyük ve Boğazkale'yi gezdik. Burası Hititlerin başkenti oluyor. Bu medeniyeti öğrenmek için Hititler filmini izlemenizi tavsiye ederim. Biraz sıkıcı bir film ama Hititleri çok güzel anlatmış.




Çocuklar buradaki yeşil taşa dokunup 5 / C diye bağrıştılar:))



Yağmur olmasa idi çok güzel bir gün olacaktı ama ne yapalım, hem ıslanırız hem de gezeriz:))
Çok üşüdüğümüzü de belirtmek isterim.


Arkadaki manzara muhteşemdi.


Rehberimiz ve çocuklar. Adamcağız güzel anlattı ama çocuklar pek dinleme taraftarı olmadı...




Çocuklar dilek ağacını görünce koşup selpak mendillerini bağladılar.
Kimi dileğini söyledi kimi de sakladı.
Kayra mı "para" dilemiş:)) 
Harçlıkları yetmiyor herhalde:))

Neticede güzel bir gündü eğlendik.


17 Mayıs 2011 Salı

KONSER


Dün akşam uzun zamandır hiç yapmadığımız birşey yaptık ve Emre Aydın konserine gittik. Emre Aydın kim diye sorsanız yolda görsem tanımam derim ama şarkılarını biliyormuşum:))
Hafta sonu arkadaşlar girdi kanımıza çocuklarda çok ısrar edince hadi bir dolaşalım dedik. Hitit Üniversitesi bahar şenlikleri sayesinde güzel bir akşam geçirmiş olduk. Bu akşam Gece Yolcuları yarın akşam da Yoncalodi  gelecek. Gözümüz keserse onlara da gidebiliriz...
Kayra boyu kısa olduğu için çok göremedi (Süt içmeli) ama eğlendi.
Tuğra en şanslımızdı hep babasının omuzlarında seyretti. O gürültüde uyudu bile:)) Tekrar gidelim mi diyorum hayır çok kalabalık diyor:))

12 Mayıs 2011 Perşembe

PAZAR GEZMESİ


Anneler günü sabahı annemlerde kahvaltı edince evlerine yakın olan Çorum Barajına gezmeye gittik.


Eşim çok sever böyle artistik fotoğraflar çekmeyi


Turtam unutmuş burayı daha arabadayken suyu görünce ben girmem dedi:))


Anneciğimle babacığım nerelere bakıyorlar acaba...


Kayram güzel vakit geçirdi


Durmadan bizleri fotoğraflayan babamızın da bir iki pozunu yakalamış olduk. 

Pekçok kişi piknik yapıyordu ama yerler ıslak ve hava serindi saha sıcak bir havada pikniğe gelmek için gezimizi sonlardırdık.

Not: Belediye ye bayağı söylendik. İnsanların piknik yaptığı yerlerde daha güzel düzenlemeler yapmalı. Masa ve sandalye koymak bu kadar zor olmasa gerek:((

8 Mayıs 2011 Pazar

BENİM İÇİN ANNELİK


Benim için annelik




Kayra'nın okul dönüşü topladığı çiçeklerde










Tuğra'nın "aşkım, fıstığım, sevgilim" diyen dillerinde saklı

Tüm annelerin anneler gününü kutluyorum.





6 Mayıs 2011 Cuma

HIDIRELLEZ

Hıdırellezi şirket olarak 1 gün öncesinden kutladık. Artık bu bizim için geleneksel oldu. Her yıl öğlen tatilinde eski fabrikaya gidip piknik yapıyoruz. Bu sene hıdırellez cuma gününe denk geldiği ve erkek arkadaşlar cuma namazına gideceklerinden erken kutlayalım dedik hava da güzeldi. Yağmur yağdı yağacaktı ama bize müsade etti sağolsun.
Akşamda her sene olduğu gibi oğluşlarla dileklerimizi kağıtlara yazıp balkona asma planları yapıyordum ki unutmuşum. Sabah aklıma geldi çok üzüldüm ama:((
Neyse herkese bol bereketli bir yıl diliyorum.
Not : Resimleri arkadaş çekmişti bir türlü gönderemedi o yüzden resimsiz oldu.

3 Mayıs 2011 Salı

KADIN OLMAK

Ey Türk Kadını birinci vazifen diye başlayan ve internette dolaşan kadınlık görevlerimiz bana tam uymaya başladı.
İş ve ev arasında koşturmaktan helak olmak üzereyim. Her iş de kadınlara yüklenilmez ki...
Sabah ben kalkmasam kimse yataktan kalkamıyor. Ne olur bir sabah ta eşim beni kaldırsa
Ben hazırlayamıyorum diye kahvaltı edemiyoruz. Çünkü tek başıma kahvaltıyı hazırla yedir topla çocukları hazırla ve evden 07.15 itibariyle çıkabilmem için saat 5'te filan kalkmam lazım.
Kıyafetlerini hazırla ütülenecek varsa ve ütülenememişse onları yetiştir anneanneye gidecek kıyafetleri ayarla.
Vaktin kalırsa ortalığı topla.
Birini okula öbürünü anneanneye bırak.
Öğlen eve gelirken ekmek var mı eksik var mı diye düşün
Öğlen de boş durmuyorum yemeğimi yer yemez makinaya çamaşır atıp varsa yıkananları asıyorum. Ya da kuruyanları katlıyorum.
Akşama kadar çocukları (oturduğum yerden bile olsa) takip et. (Okuldan geldi mi etüte gitti mi arkadaşında mı gibi)
Akşam eve gelirken markete  yada pazara uğra onları eve getir. (Eşim sağolsun eline bir kg birşey alıp gelmez. Markete gönderirirm 40 kere beni arar. Ya da bisküvi ve çerez alır gelir. Bu kadın ne pişirecek demez.En iyisi kendim alayım.
Bütün bunları ve Tuğrayı alıp eve geliyorum.
Daha nefes almadan yemek işine girişiyorum. Çocuklarla konuşabilirsem o arada konuşuyorum.
Yemek pişerken tekrar ortalık toplamaya girişiyorum.
Sofrayı hazırla yemeklerini yedir geri topla (makina yıkıyor demeyin o bile zaman alıyor)
Zaman zaman eşime makinadakiler yıkanmışsa boşaltmasını söylüyordum ama ona bile söyleniyor.
Yemek faslının bitmesi 20.30 ya da 21'i buluyor.
O saatten sonra gözüm keserse başka işler yapabiliyorum, yapabiliyorum değil mecbur yapıyorum.
Bütün bunların üstüne evin bütün maddi sorumluluğu da benim üstümde. Sorumluluk dediğim bütçemizi ayarlama. Ödenecek krediler ve faturalar, okul masrafları, Kayranın haftalık harçlığı gibi herşeyi ben düşünmek zorundayım.
Bunlar küçük şeyler, ev ve araba almamız da benim planlarım sayesinde oldu. (Allahtan planlarıma uyuyor)
Dün sucuya verdiği kredi kartının gelmemesini akşam ben hatırlatmak zorunda kalıyorum.
Birgün de babaları çocuklara diş fırçalayın, çantanızı hazırlayın, yatma saatiniz geldi diyebilse,
Akşam gideceğimiz yeri bile gün içinde birkaç kez hatırlatmak zorunda kalıyorum.
Anlayacağınız her şeyi ben düşünmek zorunda kalıyorum.
Kazan, al getir, pişir önlerine koy, yedir, giydir kuşat ama
Evin beyi ne yapsın
Cumartesi akşamı 21.30'da maçtan eve gelip harıl harıl ütü yaparken yemeniğini alıver dedim diye bana söylenmeye hakkı olduğunu düşünsün.
Evi süpürelim dediğimde süpürgeyi bir hışımla getirip benim ortalığı toplayalımda öyle süpürelim dememe kızmaya da. (Daha yataklarımız ortada duruyordu, yerleri süpürünce iş bitiyor da sanki)
En kızdığım şeylerden birisi de evde misafir varken, benim işim başımdan aşkınken, kalkıp bir bardak çay bile almaya erinmesi (ki murfakta oturuyoruz.). Erinme değil de milletin yanında bu işleri yapamazmış.
Vicdanı olan bir insan her işe koşturan eşine böyle davranmaz.
Koskoca peygamber efendimiz bile kendi işini kendi görürmüş.
Bizimkiler o insanın yanında ne olduklarını sanıyorlarsa...

2 Mayıs 2011 Pazartesi

HEDİYE SORUNSALI




Canı sağolsun büyük tosbağam hediye konusunda zor bir çocuktur. Malum geçen ay doğumgünüydü. Onun doğumgünü yaklaştıkça beni de sıkıntılar basar. Ne alacağım derdine düşerim. Çünkü hiçbirşeyleri beğenmez. Sorarım
Kıyafet alma
kitap alma
oyuncak yada değişik birşeyler al der durur.

Kendisi artık 11 yaşında oldu, nasıl oyuncak alayım.
Kutu oyunları alıyorum oynayacak arkadaş bulamayabiliyor
bu sene bilim setleri alayım dedim Çorum'da bulamadım.
of ki ne of

Birkaç akşam iş çıkışı saatlerde hediye almak için dolaştım ama nafile

Eve giderken bir yerde çim adam gördüm hemen kaptım bir de beden dersinde arkadaşları deodorant getiriyormuş. İsteyip duruyordu. Ondan da aldım. Küçük bir pasta işte tamam.
Çim adama ne kadar sevindiğini anlatamam:)) Çok pahalı bir hediye alsam bu kadar sevinmezdi. Hergün özenle sulayıp bakıyor.

Bunlara Baktınız mı?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...