Pages

29 Haziran 2012 Cuma

DAVETSİZ MİSAFİRLER



Davetsiz misafirler diye neredeyse 2 yıldır balkonumu işgal eden vatandaşlardan bahsediyorum. Balkondaki dolabımın üzerine kullanmadığım saksıları koyarak güvercin ailesine bilmeden ev yapmışım:)) Yuva yıkanın yuvası olmazdan esinlenerek hiç problem etmedim. Ama onlar benim bu iyiliğime balkonumun ve astığım çamaşırların içine ederek karşılık verdiler. Geçen yaz tatile gitmelerini fırsat bilerek bir güzel ortalığı temizlemiş  saksının içine çok güzel yuva yaptıklarını ama yumurta bırakmadıklarını görmüştük, yuvayı temizlikte bile bozmamıştım. Bu sebeple tatil dönüşü bizim çekirdek aile tertemiz evlerine dönmüş oldular.

26 Haziran 2012 Salı

AFFET BENİ ANNE


Önceki akşam ergen olma yolunda hızla ilerleyen oğlumda tartıştık. Biz kendi çapımızda haklıyız o da haklı...
Sanırım bizi zor günler bekliyor

Kayra aslında çok duygusal bir çocuk ama duygularını göstermekte çok başarılı değil. Tuğra'nın ise içi dışı bir bi çocuk.. Tuğra hemen gönül almak ister dargın kalamaz kalmak da istemez. Ama Kayra kızdı mı döndürmek zor olur. Küs kalabilir. Böyle olmasını hiç istemezdim. O da üzülüyor farkındayım ama çoğu kez adım atan ben oluyorum biraz da o gayret etsin benim gönlümü alsın istiyorum.

O akşam bana "yaşlanınca ben de size böyle davranacağım size bakmayacağım" demesi ki bunu daha önce de söylemişti benim yıkılmama sebep oldu. Bu yaşta bunları düşünmesi beni çok fazla üzüyor. Şimdi çocuk böyle dedi diye böyle olacak değil biliyorum ama çok ağır bir söz...

22 Haziran 2012 Cuma

ANAOKULU ŞENLİKLERİ - MEZUNİYET


Bu sene anasınıfı şenlikleri hep yağmurlara denk geldi. Özellikle uçurtma şenliği çok kötü geçti:((
Kuyruksuz olan bizim uçurtmamız. Çok çok yükseklerdeydi...


Havanın durumunu görüyorsunuz, yağmur bastırınca nasıl kaçtığımızı bilemedik.

20 Haziran 2012 Çarşamba

ANKARA VE ABİYELER


Ankara'ya gidilir 2 gün deli gibi gezilir son dakika bu elbise bulunur ve alınır. Benzerini Çorum'da da bulmuştum ama bu renk ve model hoşuma gidince alıp çıktım.




Yakından görünüşü... 
Benim gibi fazla açık abiye giymeyenler için tek model, cidden başka yok. Herkes sözbirliği etmiş gibi şal veririz bolero veririz deyip durdu. Bense inatla aramaya devam ettim. (Bu arada öyle somurtmuşum ki başımı kesmek zorunda kaldım:))

İlk gün Kızılay'ın altını üstüne getirdik ama hep elimiz boş çıktık. Ertesi gün niyetimiz Ulus'taki Anafartalar çarşısına gitmekti ama yengem Çıkrıkçılar yokuşuna bir bakalım da öyle gidelim deyince istikametimiz değişti. Bunları da oradan almış olduk. Tavsiye ederim çok çeşit var.

Annemin de kıyafetini uzun aramalar sonucu bulduk. Malum ilk kez kaynana olacak öyle herşeyi beğenmedi. Onunda yaşına uygun güzel bir elbise aldık. Artık onu düğün fotolarını yayınlarken görürsünüz. 

Dönüş yolumuz ise tam kabusa dönüşüyordu. Çorum'a en son 8'de otobüs vardı ve biz o saate AŞTİ'ye yetişemiyecektik. Bizde Kayaş'a gitmeye karar verdik. Nasıl olsa oradan pekçok otobüs geçiyordu. Ama unuttuğumuz şey günlerden cuma ve saatlerden 8 olmasıydı. Hafta sonu yoğunluğu sebebiyle bütün otobüsler dolu geçiyordu. Eşim Çorum'dan biz Ankaradan uğraşıyor üstüne bir de "niye bu saate kaldınız" diye laf yiyorduk. Gelen Çorum otobüsüne annemle öyle bir saldırdık ki şoför halimize acıyıp bizi otobüse aldı. Anneme bayan yanı bir yer buldu, ben muavin koltuğunda Kayra ise koridorda oturarak yola koyulduk. Kırıkkale de inenler oldu da bize de yer çıktı.  Ama Kayra halinden çok memnundu "yer yoksa ben burada giderim" diye teklifte bulundu ama kimse tarafından rağbet görmedi:))








12 Haziran 2012 Salı

ANKARALI BLOGCULARDAN BİR RİCA



Temmuz ayında kardeşimin düğünü var. Çorum'u alt üst ettim düzgün bir abiye elbise bulamadım. Düzgünden kastım. Açık olmayan derli toplu bir elbise... Hangi elbiseye elimi atsam ince askılı, tek kollu, ya da askısız... En mutaasıp mağazalara bile gittim ya çok açık ya da çok kapalı, benim gibi iki arada bir derede kalmışlara göre kıyafet yok...

Bu olayın Ankaralı blogcularla alakası ne derseniz. Perşembe günü Ankara'da olacağım. Ankara'da abiye satan pasajlar ya da mağazalar hakkında bilgi verirseniz sevinirim. Özellikle Kızılay'da olması tercihim. Şimdiden teşekkürler...

ANNELİĞİMİN DORUKLARINDAYIM

Bu kene mevzuu bizi bir haftadır çok gerdi. Çok şükür tahlillerimiz iyi çıkıyor ama acaba demeden de edemiyoruz. Kayra'nın yaptığı duygusal konuşmalar içimin dolmasına sebep oluyor.
Akrabaları arayıp helallik mi istemedi.
"Anne ben ölürsem üzülür müsün" diye mi sormadı.
"Son günlerim her istediğimi yapın" mı demedi.
Yatarken "Anne bol bol öp beni mi" demedi
daha neler neler
En sonuncusunu dün akşam yaşadık. Akşam babasıyla tahlil sonuçlarını alıp döndüklerinde beni sonuçlar kötü diye kandırmaya çalıştılar. Aslında kanmadım ama Kayranın "anne ölecekmişim ama iki mezar istiyorum birine ben yatarım diğerine de sen böylece yalnız kalmamış olurum" demesi benim akıtmamak için sıkı sıkı tuttuğum gözyaşlarımın seller gibi akmasına sebep oldu.
Bu bir haftada çocuklarıma çok zaman harcamadığımı anladım. Keşke onlarla daha fazla vakit geçirebilsem. Sanki Kayrayla 12 yıl yaşamamış daha dün doğmuş gibi geldi. Daha fazla duygularımı anlatamayacağım...
Allahım kimseyi evladıyla sınamasın. Çok acı bir durum. Evladı hasta olanlar yada kaybeden anne babalara da Allah bizlere verdiği sabrın binlerce kat fazlasını veriyor demek ki.....

6 Haziran 2012 Çarşamba

KENE BELASI


Son birkaç yıldır kabusumuz oldu kendileri... Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına sebep oluyorlar. 

Bu kene olaylarından sonra Kayra çok pimpirikli davranıyordu. Sorularının ardı arkası kesilmiyordu.
Anne ağaçtan düşer mi?
Anne hemen öldürür mü?
Anne bu kene mi?
Anne ota bastım kene gelmiş midir?
Anne niye Çorum'da yaşıyoruz burada kene var

Aslında çok kafaya takmıyordum sadece piknikten, parktan bahçeden gelince şöyle bir kontrolden geçiyorduk o kadar, o da zaman zaman. Dün akşam kendileri büyük tosbağaya teşrif etmişler. Allahtan babası yanındaydı. Benim hiç haberim yok olaylardan. Hastaneye gidiliyor çıkarttırılıyor ve kan alınıyor. Ben bütün bunlardan sonra öğreniyorum. Kısa bir paniğin ardından Kayra üzülmesin diye işi şakaya vurdurma yoluna gittik.
Akşam ilk tepkim "oğlum sakınan gözüne çöp battı" oldu.

Sözün kısası her 3 günde bir tahlil yaptırmamız gerekmekte. Eğer kan değerlerinde düşüş gözlenirse korkmamız gerekecek çünkü bu hastalığın kesin bir tedavisi yok. Hastalığa yakalanıp iyileşenler var ama az da olsa kurtulamayan da var.

Bu zehirli tabir ettiğimiz keneler özellikle Çorum, Tokat, Yozgat, Amasya başta olmak üzere bu civarda görülmekte. Daha fazla bilgi için tıklayın.



Bunlara Baktınız mı?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...