Pages

22 Aralık 2014 Pazartesi

HERKES KENDİ YATAĞINA




2 oğlum da uzun seneler bizim yatağımızda yattılar. Ben engel olmadım çünkü annem bizi hiç yanında yatırmazdı arasıra bile olsa yanında yattığımızı hiç hatırlamam. Ben ise çocuklarımla öpe koklaya yatmanın zevkini tattım. Şimdi bu doğru değil diyebilirsiniz, bence annemin yaptığı da hiç doğru değil...
Şimdi bununda bir sınırı olmalı. Küçükken iyi hoş da biraz büyüyünce işin boyutu değişiyor. Önce yatağa sığmamaya başlıyorsunuz. Sonra uyuyunca çocuğu yatağına alıyorsunuz ama ne yapıp edip gece tekrar geliyor. Kendi odasına ve yatağına alıştırmaya çalışıyor ama alıştıramıyorsunuz falan filan...
Büyük tosbağam, bebekken babası geç saatlere kadar çalıştığı ve odası da bizim odamıza uzak olduğu için benimle beraber yatıyordu. Zaman zaman kendi yatağına alıştırmaya çalıştım ama her seferinde başarısız oldum. 7 yaşına geldiğinde ise ben Tuğra'ya hamile kalmıştım ve bu iş benim için ikenceye dönüşmüştü. Karnım burnumda yatakta 3 kişi yatmak hiç akıllıca değil:(( Kayra uyuyunca eşimi uyandırıp yerine götürmesini istiyordum. Adamcağız götürmesine götürüyor ama gece tekrar geliyordu ve ben tekrar eşimi uyandırıyordum. Bir gece bu olay kaç kere tekrar ettiyse artık eşim "bu odaya mayın döşeyeceğim" bile demişti:))
Hamileliği de böylece atlattık bebeğimiz oldu işin boyutu değişti. Kayra bizimle yatıyor uyuyunca babası yerine götürüyor gece tekrar geliyor ama bir bakıyor ben yatağa oturmuş bebeği emziriyorum ya da bebekle ilgileniyorum bu sebeple yatacak yer bulamayıp tıpış tıpış odasına gidiyordu evet acı bir durum ama yapacak birşey yoktu. Böyle böyle yerine alıştı.
Bizim yatak boş kaldı sanıyorsanız yanılıyorsunuz:)) Bu sefer küçük tosbağa alıştı!!!:)))
Beşiği bizim oda da olduğu için ayaklanınca hop bizim yatağa atlıyordu. Bunda 2 yaşına kadar emmesinin payı da büyük ya da benim kolayıma geldi diyebiliriz. Malum sonradan da yatağına gitmek olmadı.
Bundan 3-4 yıl önce baza almak için dolaşırken satıcılar yatağımızın küçüklüğünden bahsettiklerinde "ama biz dördümüz sığabiliyoruz" deyip gülüşüyorduk:))
Bu sene tek amacım Tuğra'yı yatağına alıştırmaktı. Ona ödül teklif ettim. Eğer 20 gün kendi yatağında yatarsa istediği birşey alacaktım. Kendisi akvaryum istedi ama bir şartı vardı... Uyuyana kadar odasında bekleyecektik. Ödülü ve şartı kabul ettik. Uyuyuncaya kadar odasında oturuyor sonra da çıkıyorduk. Arada su koyduğu günler oldu o zaman da ben onun yatağında uzanıyordum. Bu süreci atlattık ve hediyesine kavuştu.




Ama iş bununla bitmedi çünkü her gece uyumasını beklemek de sıkıntılı bir işti uyumak istemiyor konuşmaya çalışıyordu. Ve biz tekrar ödül yöntemine başvurduk Bu sefer yatağına yatıracağız öpüp koklayacağız uyumasını beklemeden odadan ayrılacağız... Evet bu yöntem de tuttu... Şimdi kendi yatağında sorunsuzca uyuyor ve eğer gece uyanır ve yanımıza gelirse yatağımıza çıkmadan başımızda bekliyor:))
Bu işin bu kadar kolay olacağını bilseydim daha önce yapardım o ayrı:))

Ayrıca bütün bunların intikamını alacağım bunu onlar da biliyor. Onlar evlenince ben de onlarla yatacağım o kadar:))

28 Kasım 2014 Cuma

UNUTURSAM FISILDA



Geçen cumartesi düğüne gideceğimiz için çocukları anneme bırakmıştık. Düğün de erken bitince uzun zamandır yapmadığımız sinema keyfi yapalım dedik. Tercihimizi vizyona girdiği günden beri aklımda olan Unutursam Fısılda'dan yana kullandık. Çağan Irmak kesinlikle 80'ler ruhunu çok güzel yansıtıyor. Yine yer yer komik yer yer ise boğazınız düğümlenecek kadar duygusal bir film çıkarmış ortaya... Biz beğendik

Pazar günü çocukları almaya gittiğimizde Küçük Tosbağa lafı yapıştırdı bize "başbaşa bir gün geçirdiler, sanki evlilik günleri":))  (Ne bilirse evlilik yıldönümünü çünkü biz hiç onlarsız kutlama yapmayız!)

19 Ekim 2014 Pazar

KAYİŞOĞLU TAKI TASARIM


Taaa haziran ayında yazmam gereken bir yazıyı şimdi yazıyorum ya yuh bana

Malumunuz Çorum'da yaşıyorum. Çorum denilince insanların aklına leblebiden başka ne geliyor bilemiyorum. Yani Çorum'a yolu düşenlerin leblebiden başka alacağı ürünler yoktu. Hititlerin başkentinden böyle bahsetmem ne acı. Ama artık var. Kayişoğlu Takı Tasarım bu işe çok güzel el atmış. Çorum'un simgelerini kullanarak çok güzel hediyelikler hazırlamışlar.


Hitit Güneşi simgeli kolyeler ve başka takılar



Dünyada üretilen ilk gitar Hititlere aitmiş bunu da öğrenmiş oldum. Şekli yukarıdaki gibi bu gitarların arkasında tarihçesi yazıyor.



Meşhur saat kulesi ve leblebi


Magnet saatler




buzdolabı süsleri




Çorum festivalindeki standları
Daha pekçok hediyelik eşya için tık tık.


13 Ekim 2014 Pazartesi

CEM GARİBOĞLU'NUN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ


Hepimiz sayfalarımızda en değerli varlıklarımızdan bahsediyoruz. 
Evet çocuklarımızdan
Ne yedirdik 
Ne giydirdik
Hangi okullara gönderdik
Çok basit sorunlarını bile abarttık değil mi
Herkes kendi imkanları doğrultusunda en iyi şekilde çocuğunu yetiştiriyor.
Ergenliğe kadar hep ona zarar verecek kişi ve şahısları uzak tutmaya çalışıyoruz yani gözümüz gibi koruyoruz.
Ama sonra ne oluyor da bu gözümüz gibi baktığımız çocuklarımız (Allah korusun) hırsız, pedofil, eşcinsel, cani, katil vb. olup hayatlarını karartıyor.
Ergenlik çağında bir çocuğum olduğu için bu tip korkuları hep yaşıyorum ve hep kafamı nasıl anlarım nasıl engellerim nasıl korurum gibi konular meşgul ediyor. Belki Cem Garipoğlunu da ailesi en iyi şekilde yetiştirdi. Ben bilemem... Bir çocuk dünyaya gelince bir şekilde büyüyor iyi ya da kötü bunun bir ölçüsü yok. Kötü yetişmiş çocuklardan dünyalar tatlısı insanlar olabiliyor tabii tam terside...
Benim anladığım herkes kendi kaderini yaşıyor. Başımıza birşey gelecekse geliyor kaçış yok ve şu anki hayatımızın ya da hayat tarzımızın bile garantisi yok herşey bir anda altüst olabiliyor. Allah yavrularımız ve bizlerin hakkında hayırlısını versin daha ötesi yok.

15 Eylül 2014 Pazartesi

KADINLARA ERKEN EMEKLİLİK YALANI




Torba yasa ile birlikte kadınlara erken emeklilik adı altında uydurma bir haber çıktı. Bütün basın organları da bangır bangır bu işi haber yapıyorlar da anlamadım gitti. Evet erken emeklilik diye bir yasa var ama bu yasaya uyup emekli olabilmek için de milyon tane şart var. 

* Prim eksiğin olmalı; Emeklilik yaşı o kadar çok ki bir fiil çalışan bir bayanın prim eksiğinin olmamasına imkan yok. Ancak 40 yaşında çalışmaya başlarsanız prim eksiğiniz olur ama 25 yaşında çalışmaya başlayan birinin prim eksiğinin olması neredeyse imkansız.

* Doğum yaptıktan sonra 1 yıl işsiz olmak; Evet bunu yaşayan bayanlar var aramızda, pek çok özel sektörde işyeri doğum yapacak kadını işten çıkarabiliyor. Ama işten çıkarılmayanlar bu kanundan yaralanamayacak özellikle devlet memurlarının hiç şansı yok. Diyelim ki işten çıkarıldı ama 58 yaşına kadar zaten o primi dolduruyor. Borca grip prim doldurmasına gerek yok.

* Prim borçlanması; Hadi senin 2 çocuğun var 4 yıl ya da 3 çocuğun var 6 yıl erken emeklisin demiyorlar bu yılların da maddi bir bedeli var o bedeli ödedikten sonra emekli olunabilinecek.

Buradan kendime pay biçiyorum da 20 yaşında çalışmaya başladım ve bu yıl primlerim doldu yani eski düzende bu yıl emekli idim. İlk çocuğumda hamileliğim boyunca bir yıl çalışmadım. Doğum yaptıktan hemen sonra çalışmaya başladım. 2. çocuğumda ise yasal olan doğum iznimi kullanıp işime döndüm. Eeee prim eksiğim olmadığına göre 10 tane de çocuğum olsa erken emekli olamayacağım o zaman bu başlıklar niye "Kadınlara Erken Emeklilik Müjdesi" soruyorum hangi kadınlara ya da kaç kadına????

27 Ağustos 2014 Çarşamba

YENİ HEADER

Değmesin Yağlı Boya bloğu header çekilişi yaptı ama sağolsun yorum bırakan herkese hediye etmek isteyince benim de headerim değişmiş oldu. Buradan kendisine çok çok teşekkür ederim.

5 Temmuz 2014 Cumartesi

İYİKİ DOĞMUŞ KÜÇÜK TOSBAĞAM


Ardı ardına özel günler:)) Bugün ise küçük tosbağa Tuğra'mızın doğumgünü... 2. çocuğun ailemize bu kadar neşe ve mutluluk getireceğini hiç düşünmemiştim. Daha dün akşam Kayra'ya "ne güzel sana abi diyen küçük bir yaratık var evimizde" deyip gülümsedik. Hele de bana olan düşkünlüğü beni benden alıyor.
Allahım neşesini eksiltmeden hayırlı güzel bir ömür nasip etsin

4 Temmuz 2014 Cuma

EVLİLİK YILDÖNÜMÜZ


17 yıl sonra bu kıvama gelsek de evet bugün evlilik yıldönümümüz. Şöyle dönüp bakınca ne zaman geçti bunca yıl deniyor ama boyumuzu geçen çocuklar bunun ispatı olsa gerek...


Zaman zaman eşime böyle işkenceler yaptığım doğrudur:)) Ne yaparsın hayatın tuzu biberi:))
Bizim evlililik yıldönümü kutlamaları Tuğra doğana kadar gayet güzeldi. Tuğra 5 Temmuzda doğarak bu özel günümüzü boykot etti:)) Bütün enerjimizi onun doğumgünü hazırlıkları için harcıyoruz da...

Bu mübarek günlerde biz başta olmak üzere bütün evlilere bütün sevenlere Allahtan hayırlı ve mutlu yıllar diliyorum




3 Temmuz 2014 Perşembe

TEOG KARMAŞASI



Bu yıl 8. sınıf öğrencileri okul yazılısı gibi sınava tabi tutuldular. Bunların içinde benim büyük oğlumda var.
1. Dönem sınav yapıldı sonuçlar açıklandı. 2. dönem sınav yapıldı sonuçlar açıklandı. Karneler verildi herşey tamam; bütün bu puanlar okul notları geçmiş yıl notları derlenip toplanıp bizlere 500 üzerinden bir puan verilecek ve sıralama açıklanacak. 7 temmuz dendi biz de bu günü bekliyorduk ki 2 gün önce telefonuma MEB'den bir mesaj geldi çocuğunuzun okul notları şu şu diye, baktım ki mahkeme kararıyla 1. dönem girdiği sınavdan 3 dersinin notu değişmiş ve hatta yükselmiş. Ertesi gün tekrar baktık ki sınav sonuçları mahkeme kararıyla iptal edilmiş...7 temmuza kaldı 4 gün sizce 8 ayda çözülmeyen iş 4 günde çözülür mü. Zaten bunca zaman sonra bizde sınav ve lise heyecanı bile kalmadı.

10 Mayıs 2014 Cumartesi

PASTA SÜSLME


Bu pastayı çok yakın arkadaşlarımız Funda ve Ertunçgilde yedik. Süslemesi çok hoşuma gittiği için fotoğrafladım. Maalesef bende görsel zeka sıfır hatta uydurma sıfır olduğu için bunlar bana sana eseri gibi gelir. Kırk yıl düşünsem böyle bir süsleme yapamam ama şimdi gördüm ya benzerlerini yapabilirim. Hiii evet kopyacıyım:))


Funda da yediğim yemek yada salata ,pasta hatta gördüğüm değişik bir dekorasyon için nasıl yaptın dediğimde aldığım cevap hep Ertunç'un fikriydi olur. Bir erkekten böyle fikirler görmek bana hep enteresan gelmiştir. 
Bütün malzemeler hazır. Yakında bunları da kendi yapar ben deyim. Hazır pastaban, hazır krema, gıda boyası kalemleri, hazır meyve (şaka:)))) 
Bu yazıyı yazmaktaki asıl amacım ise blog alemi sana diyorum Ferhatım sen anla:))

9 Mayıs 2014 Cuma

HEDİYELEŞME ETKİNLİĞİ


Bu sene Anneler günü etkinliğini sevgili Öznurun Dünyası düzenledi. Benim şansıma ise o da benim gibi 2 tosbağa annesi Şafağın Dünyası (dünyalardan gidiyoruz:))) çıktı. Sağolsun benimle hemen irtibata geçti ve hediyemi gönderdi.




Bu güzel kutunun içinde ne güzel kurabiyeler var bir bilseniz.





Çeşit çeşit renk renk... Özellikle tosbağalarıma yönelik


Kayra ve Tuğra'nın baş harfleri (Düşünceli arkadaşım şeker hamuru yedirmek istemez isem diye sadece süslü kurabiyeler de göndermiş.)



Bu ise eşim ve bana özel...


Şafak Hanım'a el emeği, göz nuru ve ağız tadı hediyeleri için bir kez daha teşekkür ediyorum.

27 Şubat 2014 Perşembe

ANTİKA KOKULAR

2 hafta önce uzun zamandır gitmediğim arkadaşım Emine'de toplandık. Annesinin evinden birkaç parça antika getirip salonuna yerleştirmiş. Çok çok beğendim ne iyi etmiş. Bu arada anneciği rahatsız Allahtan bütün hastalara şifa diliyorum.
Antika deyince anneannemlerin Ankara Kalesindeki evi gelir aklıma. Hiçbirşey kalmadı keşke saklayabilseydik. Evin içi çok değişse de ben hep eski haliyle bakarım oraya...




Bu sürahi takımının mavisi vardı bizde ama ne oldu bilmiyorum hatta unutmuşum bunu görünce hatırladım.


Bu da başka bir sürahi takımı


Beni ençok etkileyen bu koku şişeleri ve kutusu oldu. Onlara da biri bırakmış sonra alırım diye bir daha almamış. Hikayesi sadece bu. 


Bunca yıla rağmen kutuyu açtığımızda etrafa parfüm kokusu yayıldı.


Çeşit çeşit renk renk minicik şişeler ve şırıngası

26 Şubat 2014 Çarşamba

YAZDAN KALMA BİR GÜN "AKVARYUM"

Geçen gün hesaplıyorum da neredeyse 5 senedir ayda bir ya da iki ayda bir Kayra'nın diş telleri için Ankaraya gidiyoruz. İlk başlarda kendimizi çılgınlar gibi alışveriş merkezlerine atarken yıllar geçtikçe hem Ankaraya gitmek işkence oldu hemde alışveriş merkezleri çekilmez oldu. Çocukların büyümesininde buna etkisi büyük tabiki...Son bir yıldır ise Kayra'yı annem ya da babamla gönderiyorum. Hatta geçen ay tek başına otobüse bindirdim dayısı karşıladı doktora götürdü ve geri bindirdi otobüse biz karşıladık. 
Birkaç ayda bir ailece gidip çocukların sevebileceği hayvanat bahçesi, akvaryum gibi yerleri gezmeyi tercih ediyoruz.
Eylülde okulların açılacağı hafta ailece Ankara'ya gittik. Kayranın doktorundan sonra planladığımız gibi Aguavega akvaryuma gittik. Daha önce duymuştuk ama görmemiştik. Çocuklar için çok güzel bir aktivite oldu. Biz bile bayıldık. 





21 Şubat 2014 Cuma

ÇORUMLULAR SABAH NAMAZINA



Çorum Hakimiyet gazetesi her cumartesi sabah namazı etkinliği düzenliyor. Geçen cumartesi babalar ve çocukları idi bu cumartesi ise bütün aile olarak gidilecek. Üsteki resimler geçen haftadan Tuğra uyanamadığı için Kayra ve babası gittiler. Çıkışta çocuklar için çikolata ve simit dağıtmışlar. Cidden de bayram sabahı gibiymiş.

Bu hafta ise bayanlar ve kız çocuklarından da istek olunca ailece gidilecek. Bütün Çorumlular davetli. Düzenleyenlerden ve katılanlardan Allah razı olsun deyip çocuklarımızın dinimizi doğru yerlerden öğrenmesi ve uygulayabilmesi açısından önemli bir etkinlik olduğunu düşünüyorum.

20 Şubat 2014 Perşembe

ÇATLAK KURABİYE


Şehzade Mustafa'nın ardından helva yapmak vardı ya kurabiye de tatlı deyip yapmaya giriştim. Hem ağlarım hem yaparım misali Hürrem'e kızgınlığımı hamurdan çıkarıp rahatlamaya çalıştım:)) Bu yaşımda anladım ki tarih fazlasıyla göreceli bir kavram olaylara hangi taraftan baktığın olayı çok değiştiriyor. Yere göğe sığdıramadığım Sultan Süleyman bir diziyle gözümden düşebiliyor. Yazık yüzyıllar sonra mezarlarında kemikleri sızladı. Bütün geçmişimize Allah'tan rahmet dileyip kurabiyemize geçiyorum.


Blog aleminde yapmayanı dövdükleri çatlak kurabiyeden ben de yapayım dedim daha önce hiç yememiştim kakaolu olması beni cezbetmek için kesinlikle yeterliydi. Ama böyle bir tatla karşılaşacağımı hiç tahmin etmezdim. Kayra 7 - 8 tane yedi herhalde:))


Malzemeler : 

1 yumurta
1 yemek kaşığı tereyağ
1 çay bardağı toz şeker
1 pk. vanilya
25 gr.kakao
1.5 çay bardağı un
yarım paket kabartma tozu
1.5 yemek kaşığı süt ab-ı hayat postakal suyu olur yazmıştı ben de portakal suyu kullandım
Üzerine pudra şekeri



Ab-ı hayat ilk yaptıklarının kötü olduğundan bahsedince bende çok dikkatli davrandım. Hayatımdakid'ler bloğu çok güzel ve ayrıntılı anlatmış harfiyyen uydum. Çünkü basit ama çok püf noktalı bir kurabiye yumurta ve şeker çırpılıp yağ eklenir sütü de ekledikten sonra diğer malzemeler kaşıkla karıştırılır. biraz cıvık bir hamur olacak bu şekliyle buzdolabında 15-20 dk bekletilir. Bence biraz daha un konulabilirmiş çünkü zor yuvarladım. Bu durumda elinizi pudra şekerine bulayabilirsiniz. Çok seyrek dizin ve çok yayvan yapmayın hatta mümkün olduğunca küçük yapın ceviz büyüklüğünü aşmayın. Pudra şekerine bulayıp sadece ve sadece 175 derecede 10 dakika pişirin pişip pişmediğini kontrol etmeyin yanılırsınız. Biraz soğuduktan sonra hemen bir ısırık alın ilk düşündüğünüz şey "bu kurabiye nasıl kek oldu":))

Tek çeşit yapmayım deyip bir de tırtıl kurabiye yaptım.

Not: Tarife kabartma tozu eklemeyi unutmuşum yeniden güncelledim

12 Şubat 2014 Çarşamba

BON BON


Çocukların en sevdiği lezzetlerden birisi bu kılıçlarını kuşanmış bonbonlar:)) Kayra her yaptığımda "Anne çok yap" der ama ben henüz o çokluğa ulaşamadım. Tarifi çok basit ufalanmış bisküvi ya da artan kekler biraz süt kakao pudra şekeri biraz da yağ. Tercihen margarin ama ben kullanmamaya özen gösterdiğim için sıvıyağ kullanıyorum.

11 Şubat 2014 Salı

TATİLDE NELER OLDU


Allahım Tuğra'ya bir çene vermiş o kadar olur. Hiç lafa bunalmaz. Özellikle tartışması gerekiyorsa kendini çok güzel haklı çıkarır. Bugün bakıcısına "sen kendi çocuğuna baksana niye buraya geliyorsun" demiş.
Şubat tatilinde abisini Kayseri'ye teyzesinin yanına gönderdik ama Tuğra gidemedi. Bu durumu Tuğra'ya "Abin ders çalışacak teyzen öğretmen ya o çalıştıracak hiç oyun oynamayacak" diye anlattık. Kel alaka bir açıklama oldu ama bizim sazan inandı. Garibim... Ama hiçbir zaman bu durumu kendisine yediremedi. 
Anne; beni niye önce doğurmadın ben abime yetişemiyorum o tek başına Ankara'ya ve Kayseriye gidiyor ben hiçbir zaman abime yetişemiyorum. Keşke ben önce doğsaydım gibi isyanlarda çok bulundu. 
Anne; abimin tatili çok güzel gidiyor o heryere gidiyor eğleniyor ben hiçbir yere gitmiyorum sizi öğretmenime söyleyeceğim demesi üzerine oyun salonunda aldık soluğu
Hatta o kadar dert etti ki okulda ben ne diyeceğim tatilim çok kötü geçti deyip durdu.
Akşam okul çıkışı ise olaylar değişmişti. Anne niye bizim köyümüz ve bağımız yok herkes köye gitmiş:))

10 Şubat 2014 Pazartesi

INSTAGRAMDAN SEÇMELER


Instagram hesabım için tık tık
Facebook için tık tık
Twitter ise tekrar tık tık:))




Küçük tosbağanın Öğretmenler Günü gösterisinden


Büyük tosbağam ise lise sınavlarında ter döktü



Bu güzellikle ilk kez hala olmanın tadına vardım. Aramıza hoşgeldin Kutay bebek



Cevizli ve Zeytinli ekmeğim ise harika oldu. 


Yeniyıl şaklabanı:))


Instagramda hep birlikte zalimsinzaman dedik. 30 yıllık bir resim



Kış gecelerine ise en çok salep yakışır değil mi




31 Ocak 2014 Cuma

KİMİN KULUSUN!!!



Herkese hayırlı cumalar. Bu mübarek günde çocuklar ve dini eğitim hakkında biraz konuşalım istedim.

Çocuklara dini eğitim nasıl ve ne zaman verilmeli konusu en çok kafa yorduğum konulardan birisi, çocuklar büyüdükçe panikliyor nasıl olacak derdine düşüyorum.

12 Ocak 2014 Pazar

MEVLİD KANDİLİ


Mevlit kandiliniz mübarek olsun Rabbim günahlarımızı affedip dualarımızı kabul eylesin.

Bunlara Baktınız mı?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...